Loading...

BEDEN SANATLARI VE ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

Stoa, kurulduğu 2012’den 2022 yılına kadar ağırlığı tiyatro ve sahne sanatları olmak üzere yüzlerce sanat ve felsefe atölyesine, uluslararası bir tiyatro festivaline ve binlerce sanatçı ve araştırmacıya ev sahipliği yaptı.

Etkinlik / Residence Başvurusu Yapın

Tümünü Gör
 
Etkinlik Düzenleme Başvurusu

Stoa’da muhteşem festivaller, kamplar, özel buluşmalar organize edin.

Stoa, 150 kişiye varan konaklama kapasitesi, nefis yemekler hazırlayan mutfağı,  yemyeşil iç avlusu, 250 kişilik buleuterion tipi amfitiyatrosu, geniş çalışma ve prova salonları, muhteşem manzarası ile  festivallere, büyük orkestralara, ve her türden irili ufaklı atölyelere ev sahipliği yapıyor. Ayrıldığınızda adeta zaman yolculuğu yapmış gibi hissedeceğiniz bu mekanda bir etkinlik organize etmek isterseniz lütfen bizimle iletişime geçin.

Sanatsal ve akademik çalışmalara öncelik ve destek vermekteyiz ancak Stoa'nın ruhuna ve atmosferine uygun her tür etkinliğe kapımız sonuna kadar açık. 

Bir Etkinlik Düzenlemek İstiyorum.
 
Sanatçı Konaklama Başvurusu

Bireysel Çalışmasını Yürütmek İsteyen Sanatçılar, Düşünürler: Avluya Buyrun.

Oyuncular, yönetmenler, dansçılar, müzsiyenler, ressamlar, heykeltraşlar, yazarlar, tez yazan öğrenciler, akademisyenler... Çalışmalarınız üzerine düşünmek, üretmek ve  yenilenmek için sizi Stoa’ya bekliyoruz!

Kabul gören başvuruları maddi olarak gücümüz yettiğince desteklemeye, onlara kolaylık sağlamaya çalışıyoruz.

Stoa'ya Bireysel Çalışmam İçin Gelmek İstiyorum.

Niçin STOA?

‘Stoa’ her şeyden önce ‘revak’ anlamına geliyor. İçinde bulunduğumuz ve binlerce insanı konuk ettiğimiz bu mekânı tasarlarken insanların sanatlarına yoğunlaşırken diğerleriyle diyalojik bir ilişki kurabilmelerine izin verecek bir mimari biçim tahayyül etmiştik. Böylesi bir hayalin az ya da çok vücut bulmasında revaklarımızın çok önemli bir rolü oldu. Mevsim ne olursa olsun, günün ya da gecenin hangi saati olursa olsun revaklar topluca yenen yemeklere, uzun süren sohbetlere, hararetli tartışmalara ve sanatsal performanslara ev sahipliği yaptı. Mekanımızın neredeyse kurucu ve tanımlayıcı unsuru oldu.

Ama fazlası var. ‘Stoa’ binlerce yıllık geçmişi olan ve hala geçerliliğini koruyan bir felsefe geleneğiyle özdeşleşmiş bir kelime. Kuşkusuz Stoacı olmak gibi bir iddiamız yok, ama Stoacılığın birçok önemli ilkesini bazen farkında bile olmadan benimseyerek yol aldığımızı farkediyoruz. Bunların başında Stoacı geleneğin bir iyi yaşam arayışı olması. Bu geleneğe göre iyi yaşamın kurulabilmesi çatışmaların ötesine geçmeyi isteyen bir dinginlik arayışını içeriyor. Dinginlik ise Stoacılara göre geniş anlamda doğa ile uyumlu yaşamaktan başka bir şey değil, çünkü doğa bir tasarım harikası. Bu harikaya uyum sağlamak, onun devamı için yeri geldiğinde kayıplara acıyla değil vakarla katlanmayı hatta ölüme bile “hoş geldin” diyebilmeyi gerektiriyor.

Bu mekânın temellerinin atıldığı günden şimdiki zamana dek geçen sürede sayısız zor gün yaşadık. Ama bunların hepsini daha iyi bir dünyaya giden yolun bir parçası olarak gördük, hepsine aynı inançla “hoş geldin” dedik ve diyeceğiz.

Öte yandan, insanın kendini tamamlayabilmesinin temel koşulunun yurttaşı olduğu polis ile bütünleşmesi olduğunu düşünen gelenekten farklı olarak Stoacılar dünyanın bir cosmopolis ve herkesin bir dünya yurttaşı olduğunu düşünür. Biz de Stoa’yı Medrese yıllarımızda olduğu gibi hiçbir coğrafya ve kimlik ayrımı yapmayan, ilgi duyan herkese kapısını açık tutacak küçük bir cosmopolis olarak düşünüyoruz.

Mülkiyet, çıkar ve rekabet üzerinden şekillenen mevcut dünyanın ahlaki kodlarından farklı olarak etiğin hakiki dostluğa yaptığı vurguyu benimseyerek Stoa’nın kuruluşunu ilan ediyoruz.