2. Türkiye Analitik Psikoloji Çalıştayı
Türkiye Analitik Psikoloji Platformu çatısı altında düzenlenen çalıştaylar, alanında uzmanlaşmış ve araştırmaya açık, yenilikçi eğitmenleri bir araya getirerek C. G. Jung’un yaklaşımını tartışmayı ve geliştirmeyi hedeflemektedir. Sadece uzmanlara değil, analiz sürecinde olan bireylere, analitik psikolojide derinleşmekte olan ve bu alanda emek veren herkese açıktır.
Platform, Erich Neumann’ın “yeni etik” kavramını benimser ve uygular. Dolayısıyla, çalıştayların amacı, yeni etiğin hayat bulmasını sağlayan uygulama ve araştırma alanları sağlamaktır.
“Yeni etik, insanın kendi içindeki paradoksları kabul etmesini ve bu zıtlıkları yaratıcı bir bütünlükte birleştirmesini talep eder.” (Erich Neumann, Depth Psychology and A New Ethic, s. 83)
Bu ifadeden hareketle, çalıştaylar birer çatışma ve oyun alanıdır; zıt fikir, duygu ve ihtiyaçların bir araya geldiği yaratıcı süreçler hedeflenir. Bireyleşme, yani psikolojik bütünleşme ve ahenk için bu çatışmalar gereklidir. Zıtlıkların bir araya gelme çabası olarak gördüğümüz çatışmalar, bireysel veya gruba/topluluğa ait gölgelerle ilişkilendirilir. Haliyle, çalıştaylar, bu ikilemlerin farkına varılması, sonrasında da anlamlı bağlantılar kurarak entegre edilebilmeleri için öncelikle Eros, yani ilişki prensibinin mümkün kılınmasını sağlamayı amaçlar. Bu sayede bireysel ve toplumsal dönüşümün mümkün olabileceği savunulur.
“Toplumun dönüşümü, bireyin dönüşümünden ayrı düşünülemez. Yeni etik, yalnızca bireylerin değil, toplumların da yeniden doğmasını mümkün kılar.” (s. 137)
Eros’un Bastırılması: Bireyleşememe
Begüm Kobanbay
Jung’a göre eros, insanın bireyleşme sürecini destekleyen ve sağlıklı bir psikolojik gelişimi mümkün kılan bir enerjiyi simgeler. Ancak kişinin kendi ile ya da çevresi ile kuramadığı ilişkiler, duygusal ve yaratıcı yönlerinin engellenmesi ve bireysel bütünleşmenin sağlanamaması psikopatolojik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Kendimle İlişki Kurmak
Begüm Kobanbay
Bireyin kurduğu ilişkiler, kendini tanıma ve bireyleşme süreçlerinde ilerlemesini etkileyen en kuvvetli yol göstericilerdendir. Eros yalnızca kişinin dış dünyası ile değil, aynı zamanda iç dünyası ile olan ilişkisi ile de ilgilidir. Bilinç ile bilinçdışı başta olmak üzere, bireyin iç dünyasındaki karşıtlıklar ve çatışmalar arasındaki mesafe birleştirici olan bu güç sayesinde kısalabilir.
Ego ve Kişiliğin Gelişimi: İlişki Kuran Kim?
Didem Çivici
Ego, psikolojik bütünlüğün sağlanmasında büyük rol oynayan, bilincin merkez kompleksi ve fonksiyonudur. Kişiliğin ve egonun gelişimi, bireyleşme sürecine eşlik ve etki ederken aynı zamanda da psikolojik fonksiyonların gelişimine tanık olabildiğimiz yaşamın tamamını kapsar. Ego-kişilik gelişimi ile bireyleşme el ele yürürler, fakat bu birlikteliğin işlevsel ve mümkün olabilmesi için başka önemli bir fonksiyonun çalışması gerekir: Eros.
Anima & Animus: Eros’un Karanlığı, Logos’un Aydınlığı
Didem Çivici
“Eros, doğa gibi güçlü bir daimon’dur: parlak ve güzel ya da karanlık ve korkunç olabilir.” – C.G. Jung
Anima ve Animus, C. G. Jung’un psikolojiye kattığı iki arketipsel yapıdır. İkili ilişkiler ve bireyleşme sürecinde baskın kompleksler olarak bilinirler ve insan gelişimini ruhsal, tinsel, zihinsel ve bedensel olarak etkilerler. Anima, Eros arketipi ile, Animus ise Logos arketipi ile ilişkilenirken biz modern insana iki yönlü ve zorlayıcı bir araştırma alanı bırakırlar: Karanlık ve Aydınlık.
Dionysos: Bağımlılıkların Tanrısallığı
Didem Çivici
“Dionysos’un enerjisi bastırılamaz; ifade edilmesini talep eder, çünkü bu enerji yenilenmenin tohumlarını taşır. Dionysos’un kaosuyla yüzleşilmelidir, zira psişe bütünlüğe doğru ilerlemek istiyorsa bu şarttır.” – Marie-Louise von Franz
Dionysos arketipsel imgesi esriklik, bedensel hazlar ve doyurulamayan çocuksu açlığı temsil eden bir “puer aeternus”tur. O, ebedi gençliği arayan, seks-madde-alkol düşkünü, spor bağımlısı ve anneden kopamayan modern insanın damarlarında nefes alan Yeni Çağ tanrısı gibidir.
Jung’un bakış açısına göre, Dionysos’un enerjisi psişenin bilinçdışındaki güçlü bir kuvveti ortaya koyar. Bu enerji, bilinçli aklın kontrolünü aşan bir sarhoşluk hâlinde kendini gösterebilir. Ancak bu sarhoşluk yalnızca bir kontrol kaybı değil, aynı zamanda bireyin bilinçli ve bilinçdışı yönleri arasında bir bağlantı kurma fırsatıdır. Dionysos’un enerjisi, bireyin kendi içsel parçalanmışlığını kabul ederek bir dönüşüm yaşamasını ve bu parçalanmayı bütünleştirmesini sağlar. Jung için Dionysos, psişedeki ilkel yaşam gücünün ve yaratıcı dönüşümün bir arketipidir. Bu enerjiyle temas kurmak, bireyin bireyleşme sürecine hizmet eder ve insanın daha bütünsel bir varoluşa ulaşmasını sağlar.
Jungiyen ve Varoluşçu Bakış Açılarında İlişkisel Temalar
Erdi Yeşilkaya
Analitik Psikoloji’nin geleneksel ve modern yorumlarında eros kavramı farklı bağlamlarda sıkça karşımıza çıkıyor. Psikoterapi/psikanaliz çerçevesi içerisinde erosun ve ilişkiselliğin rolüne sıkça vurgu yapan Analitik Psikologlar, ilişkiselliği aynı zamanda yaşam boyu devam eden ‘’Bireyleşme’’ sürecinin ayrılmaz parçalarından biri olarak görürler. Öte yandan, Varoluşçu bakış açılarındaki yaygın kanaate göre ise, birey olmak aynı zamanda dünyada olmak ve dolayısıyla ilişkisellik içerisinde var olmak demek. Bu seminerde Analitik Psikologların ve Varoluşçu terapist/filozofların ilişkiselliğe dair sundukları kesitleri ziyaret ediyor olacağız.
Psikodrama Aracılığıyla İlişkilenmek
Erdi Yeşilkaya
Psikodrama spontanlığı ve yaratıcı eylemi merkeze alarak bireyi grup dinamiği içerisinde geliştirmeyi amaçlayan bir tekniktir. Bir takım psikodrama oyunları aracılığıyla bağ kurma ve ilişkilenme hallerini bizzat deneyimliyor olacağız.
Biyoloji ve Psikolojinin Dansı: Serbest Enerji İlkesi
Zübeyir Ulusan
Serbest Enerji İlkesi, fizyoloji ve psikoloji arasında bir köprü kurarak kendi kendini organize eden biyolojik canlıların çevreyle etkileşimlerini açıklayan kapsamlı bir model sunar. Bu ilkeye göre organizmalar, içsel modelleri ile duyusal veriler arasındaki uyumsuzluğu azaltarak serbest enerjiyi minimize eder ve belirsizliği ortadan kaldırır. Beyin, enerji dengesini korumak için öngörüler yapar ve duyusal verilerle karşılaştırır. Psikolojik düzeyde ise bireyin algı, duygu ve düşüncelerini şekillendiren süreçleri açıklar. Jung’un arketipleri, bu ilke doğrultusunda belirsizliği azaltan nöropsişik mekanizmalar olarak ele alınabilir ve insan deneyimini anlamlandırmada önemli bir rol oynar.
İlişki Kurmanın Önündeki Engel: Deneyimsel Kaçınma
Zübeyir Ulusan
Deneyimsel Kaçınma, bireyin rahatsız edici duygular, düşünceler veya anılardan kaçınma eğilimini tanımlar ve ilişki kurmanın önünde önemli bir engel oluşturur. Bu eğilim, duygularla yüzleşmek yerine onları bastırmakla karakterize edilir. Dolayısıyla deneyimsel kaçınma, bireyin hem başkalarıyla hem de kendisiyle ilişki kurmasını sınırlar. Jung perspektifinden bu durum, bireyin gölge yönlerini bastırması ve psikolojik bütünleşme sürecini engellemesi olarak yorumlanabilir. Deneyimsel Kaçınmayı aşmak, sağlıklı ilişkiler ve Jung’un bireyleşme süreci için kritik bir adım olup bireyin anlamlı bir yaşam sürmesine olanak tanır.
BEGÜM KOBANBAY
Uzm. Klinik Psikolog Begüm Kobanbay, 2017 yılından beri otizm ve hiperaktivite tanısı almış bireyler dahil olmak üzere, davranış problemleri ve yeni davranış kazandırma üzerine çocuklarla çalışmaktadır. Lisans eğitimini Sabancı Üniversitesi’nde psikoloji alanında tamamladıktan sonra, New York`taki Columbia Üniversitesi’nde psikoloji yüksek lisans programından mezun olmuştur. Arizona Eyalet Üniversitesi’nden aldığı Uygulamalı Davranış Analizi eğitimi ile Davranış Analisti olmaya hak kazanmış ve 2024 yılında ise Zürih’teki C. G. Jung Enstitüsü’nde Psikoanaliz eğitimine başlamıştır. Dünyanın çeşitli yerlerindeki çocuklarla online ve yüz yüze çalışmaya devam ederken aile danışmanlığı yapmakta ve terapist eğitimleri vermektedir.
DİDEM ÇİVİCİ
Beslenme Terapistliği yüksek lisansının ardından, İsviçre C.G. Jung Institut, Zürih okulunda 2018 yılında başladığı Uluslararası Jungiyen Psikoanalistlik eğitimini tamamlamak üzeredir. 2010’dan bu yana beden/soma-psişe, ekopsikoloji ve psikoloji-maneviyat konularına odaklanmaktadır. Türkiye’de 2024 Temmuz ayında gerçekleşen ilk Analitik Psikoloji çalıştayını organize etmiştir ve ülkemizde analitik psikoloji alanında çalışmalarına devam etmektedir.
Psikosomatik rahatsızlıklar, yeme ve anksiyete bozuklukları, orta yaş krizi, rüya psikolojisi ve sanat terapisi ilgi ve uzmanlık alanlarıdır.
ERDİ YEŞİLKAYA
Doğuş Üniversitesi Psikoloji bölümünde lisans eğitimini tamamladı. University of East London’da Klinik ve Toplumsal Psikoloji alanında yüksek lisans yaptı. Dünya Doktorları Derneği’nde psikoterapist olarak çalıştı, bireysel ve grup çalışmalarında yer aldı. Günümüzde yetişkin psikoterapisti olarak çalışmakta ve mesleki pratiğinde Psikodinamik ve Varoluşçu Terapi bakış açılarından yararlanmaktadır.
ZÜBEYİR ULUSAN
Klinik Psikolog Zübeyir Ulusan psikoloji lisans eğitimini 2018 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde, Yüksek lisans eğitimini ise 2021 yılında Royal Holloway, University of London klinik psikoloji programında tamamlamıştır. 2020 ve 2021 yıllarında UCL Kuramsal Nörobiyoloji grubunda beyin üzerine çalışmalara katılmıştır.
Yetişkinlerde, anksiyete bozuklukları, obsesif-kompulsif bozukluk, yeme ile ilişkili rahatsızlıklar, travma sonrası stres ve depresyon alanlarında çalışmaktadır.
2. TÜRKİYE ANALİTİK PSİKOLOJİ ÇALIŞTAYI PROGRAMI:
22.02.25 Cumartesi
15:00-18:30 – “Ego ve Kişiliğin Gelişimi: İlişki Kuran Kim?” (Didem Çivici)
21:00 – Tanışma ve Sohbet
23.02.25 Pazar
08:00-09:00 – Yoga (Begüm Kobanbay)
10:00-13:00 – “Jungiyen ve Varoluşçu Bakış Açılarında İlişkisel Temalar” (Erdi Yeşilkaya)
15:00-18:30 – “Kendimle İlişki Kurmak” (Begüm Kobanbay)
21:00 – Sohbet: “Psikoloji Endüstrisi”
24.02.25 Pazartesi
08:00-09:00 – Doğa Yürüyüşü
10:00-13:00 – “Anima ve Animus: Eros’un Karanlığı, Logos’un Aydınlığı” (Didem Çivici)
15:00-18:30 – “Psikodrama Aracılığıyla İlişkilenmek” (Erdi Yeşilkaya)
21:00 – Film Gecesi
25.02.25 Salı
08:00-09:00 – Yoga (Begüm Kobanbay)
10:00-13:00 – “İlişki Kurmanın Önündeki Engel: Deneyimsel Kaçınma” (Zübeyir Ulusan)
15:00-18:30 – “Eros’un Bastırılması: Bireyleşememe” (Begüm Kobanbay)
21:00 – Oyun Gecesi
26.02.25 Çarşamba
08:00-09:00 – Doğa Yürüyüşü
10:00-13:00 – “Dionysos: Bağımlılıkların Tanrısallığı” (Didem Çivici)
15:00-18:30 – “Biyoloji ve Psikolojinin Dansı: Serbest Enerji İlkesi” (Zübeyir Ulusan)
21:00 – Son Gece Partisi: “ANİMA ve ANİMUS’UN DANSI”
Fiyatlara eğitim ücreti, konaklama ve günde 3 öğün vejeteryan yemek dahildir.
Konaklama Tipi | 5 Gecelik kişi başı |
Kendi Çadırı | 11.860 |
14 veya 18 Kişilik Yatakhane | 12.860 |
4 Kişilik Banyo/WC’li Oda (Ranzalı) | 14.360 |
3 Kişilik Banyo/WC’li Oda | 15.110 |
2 Kişilik Banyo/WC’li Oda | 15.860 |
1 Kişilik Banyo/WC’li Oda | 23.110 |
Günübirlik Katılım: 2.100 (yemek dahil)
StoA’da Yaşam
Medrese’nin inşaa sürecinin imece usülüyle ve oldukça zor şartlarda gerçekleştiğini belki duymuşsunuzdur. Medrese’de geçirdiğimiz ilk yazda henüz pencerelerimiz dahi yoktu. İlk misafirlerimiz gelmeden bir gün önce biz, hala tavana son tuğlayı, tabana son yer döşemesini koymaya uğraşıyorduk. Biz kara kara katılımcıları Şirince’de bir pansiyonda mı ağırlasak diye düşünürken onlar geldiler ve mekana, tabir caizse, aşık oldular; Medrese’den başka bir yerde asla kalmayacaklarını söylediler.
O günden beri Medrese’yi yeni adıyla Stoa’yı daha da güzelleştirmeye, kapasitesini artırmaya ve misafirlerimize daha fazla konfor sağlamaya çalışıyoruz. Muhteşem bir doğanın içinde her mimari detayı kendinize ve çalışmanıza daha çok yoğunlaşabilmeniz için düşünülmüş eşsiz bir mekanda buluşmak dileğiyle.
Stoa’da huzurlu ve ahenkli bir çalışma yapılabilmesi için sizi dikkat edilmesini rica ettiğimiz birkaç nokta hakkında bilgilendirmek isteriz:
- Normalde Check-in ve Check-out saati 12’dir. Ancak saatler bazı kamplar için değişiklik gösterebilir. Giriş-çıkış saatleri için lütfen kampın organizatörü ya da eğitmeniyle iletişime geçiniz.
- Menü vejeteryandır. (Bazı grupların tercihine göre ayrıca etli menü de çıkabilir.)
- Yemek saatleri 9-10, 13-14 ve 19-20 arasıdır. Bu saatler önceden konuşularak grubun talebine göre mümkünse değiştirilebilir. Belirlenen saatlerin dışında servis bitip bulaşık aşamasına geçildiği için bu saatlere uymanızı,
- Mutfak, çamarşırhane, kiler ve depo alanlarına girmemenizi,
- Yemeğinizi bitirdikten sonra bulaşıklarınızı mutfağa teslim etmenizi,
- Masalarda ve Stoa’nın altı dönüme yayılan engebeli arazisinde tabak ve bardak bırakmamanızı,
- Çöplerinizi yemekten sonra organik ve plastik atık kovalarına sıyırıp, çatalları, kaşıkları kovalara bırakmanızı,
- Cam atığınız olursa cam atık kutusuna atmanızı bekliyoruz.
- Su içmek için bardak yerine n’olur, n’olur ve n’olur mataranızı yanınızda getiriniz. (Mataranızı unuttuysanız size memnuniyetle mutfaktan bir cam şişe temin ederiz ya da bakkaldan şişe su alabilirsiniz.)
- Çalışma salonları temiz ve düzenli teslim edilir. Kamp süresince salonların düzen ve temizliğinden gruplar sorumludur.
- Salonlardaki minderleri, backjackleri, sandalye ve teknik ekipmanları lütfen bulundukları salondan dışarı çıkartmayınız, salonda kullandıktan sonra da aldığınız yere koymanızı rica ediyoruz.
- Yine odalardaki yastık ve battaniyeleri dışarıya çıkarmayınız. Takdir edersiniz ki bu mekana bağışlanmış ya da bissürü alın teriyle alınmış bu eşyalar sizden sonrakilere de hizmet verecekler.
- Ortak alanlarda çalışma yapılacaksa mutlaka yönetime önceden haber verilmeli ve izin alınmalı. Tüm bireysel/toplu çalışmaların ya da toplantıların önceden belirlenmiş alanlarda yapılmasını bekliyoruz.
- Stoa’da saat 24’ten sonra tam sessizlik başlar. O saatten sonra açık alanlarda değil gösterilecek kapalı alanlarda sohbet etmek mümkündür. Günün herhangi bir saatinde bireysel taşınabilir hoparlörlerden ya da cep telefonundan müzik yayını yapmak da mümkün değildir.
- Konaklama için yatakhane seçmiş olanların yanlarında banyo havlularını getirmeleri gerekmektedir.
- Odalarda sabun dışındaki bireysel hijyen malzemelerinizi (şampuan, diş macunu gibi) yanınızda getirmenizi bekliyoruz. Saç kurutma makinası ihtiyacınız varsa onu da yanınızda getirmenizi bekliyoruz. Tek kullanımlık terlik de bulunmamaktadır.
- Çay ve içme suyu ücretsizdir. Ücreti karşılığında atıştırmalıklar ve filtre kahve, alkollü-alkolsüz içecekler alabileceğiniz küçük bir bakkalımız mevcuttur ve self servistir. Bakkaldaki listeye isminizi yazmak suretiyle alabilirsiniz. Bunların yanında çamaşırhane, baskı, kağıt, çember ateşi için odun gibi ihtiyaçlarınızı da hep aynı bakkaldan çeteleye işaretlemek suretiyle karşılayabilirsiniz. Bitki çayları etraftan toplayabilirseniz ücretsiz, bakkaldaki kavanozdan alıyorsanız ücretlidir. Bakkal ödemenizi çıkıştan önce yapabilirsiniz.
- Kedi ve köpekleri lütfen hiçbir şartta beslemeyiniz. Biz kendilerine düzenli olarak mama veriyoruz. Masadan beslenmeye alışan hayvanlarla beraber yaşamamız zorlaşmaktadır. Arzu ederseniz mama fonuna katkıda bulunabilirsiniz.
- Odalar ve diğer kapalı alanlarda sigara içilmediğinden, içen-içmeyen herkesin konforu için sigara içilebilen alanlar belirledik. Lütfen izmaritlerinizi çömlek veya kül tablalarına atınız; bir dalgınlık anında izmaritlerini taşların arasına sıkıştıranları uyarınız.
- Su ve enerji tasarrufu konusunda sizin de özenli ve dikkatli olacağınız biliyoruz ve şimdiden çok teşekkür ediyoruz. Odanızdan ve salonlardan çıkarken ışıkları mutlaka kapatınız ve Stoa’dan ayrılırken kalorifer peteklerini alttaki vanayı sağa çevirmek suretiyle kapatınız.
- Atık sular arıtma sistemine gitmektedir, tuvalet kağıdı vb yabancı maddeleri kesinlikle klozete atmayınız ve özellikle uzun süreli konaklamalarda temizlik ihtiyacı olduğunda müdüriyete bildiriniz
- Stoa’daki diğer arkadaşlara saygı için ortak duş ve tuvaletleri sizden sonrakiler için temiz bırakmanızı rica ediyoruz.
Teşekkürler.
Sıklıkla Sorulan Sorular
Başvuru prosedürüyle ilgili sorularınız için bize yazmadan önce bu bölüme göz gezdirmenizi rica ederiz. Muhtemelen, sorunuzun cevabı orada mevcut.
Önemli Not:
ÖN KAYIT BAŞVURUNUZ DEĞERLENDİRMEYE ALINACAKTIR. BAŞVURUNUZU TAKİP EDEN ÜÇ GÜN İÇERİSİNDE OLUMLU YA DA OLUMSUZ GERİ DÖNÜŞ YAPILIR.
Son Başvuru Tarihi: 10 ŞUBAT 2025
Başvurunuz kabul olduktan sonra ödeme yapabileceksiniz.