En genel anlamıyla mevcudiyet oyuncunun çevresiyle kurduğu psikofiziksel ilişki ile şekillenen şimdi ve burada olma deneyimidir. Oyun anında olmak ancak zihin ve bedenin uyum ve işbirliği ile şekillenir. Herhangi bir seçmede ya da provada oyuncuyu aslında var olan potansiyelini kullanmaktan alı koyan kaygı, korku ve gerilim zihinsel bir deneyimdir. Aynı şekilde oyuncuyu oyundan koparan ve “an”da kalmasını da engelleyen yine zihindir. Dolayısıyla “o an orada olmak” ancak zihni oyuna dahil etmek ile mümkün olacaktır. Bu atölye oyuncunun bütünüyle “an”ın içinde, açık bir farkındalık gücüyle mevcudiyetini yaratması ve oyunun ya da çalışmanın sonuna kadar koruması üzerine odaklanır. Katılımcılar aynı zamanda istedikleri bir metni atölye boyunca çalışma fırsatına sahip olacaklar.
Atölyede katılımcılarla aşağıdaki alanlar üzerine yoğunlaşılacak:
Asana Pratiği: Vinyasa stili üzerinden asana pratiği çalışacağız. Vinyasa “akış içinde yerleşmek” demektir. Bundan kasıt nefes farkındalığı ile bir akış içinde, yani pozlarda beklemeden, poza oturmak, pozda derinleşmektir. Pozun fiziksel prensiplerini gerçekleştirirken nefes ile iç gözü aktif hale getirip ortaya çıkan hissin farkındalığına odaklanacağız. Basit olanda kalmak, bedenin sınırlarıyla pozun istedikleri arasında nefesi köprü olarak kullanmak, zihnin ilgisini dışarıda görünenden içerde doğan enerjiye çevirmek…
Meditasyon: Oyuncunun gündelik zihnini tanımadan oyuncu zihni ile çalışması aradaki farkı göremeyeceği için pek mümkün olmadığına inanıyoruz. Bu nedenle iki türlü meditasyon çalışması yapacağız. Birincisi “gündelik kendimiz” ikincisi de “oyuncu zihin”. Anapanasati, maitri, kin hin ve shamata meditasyon çalışmalarını kullanacağız. Bu çalışmalar psikofiziksel tekniğe hazırlık olacak.
Psikofiziksel Çalışmalar: Meditasyon ve asana pratiklerinde yaptığımız hazırlıkları psikofiziksel tekniğin içindeki en temel prensip olan “indirgeme” çalışmalarında kullanacağız. Bu noktada temel araçlarımız nefes, odak, eylem, arzu ve ifade olacak. Zihni bu araçların sürekli canlı tutabilmek noktasında nasıl bir rol oynadığını keşfedeceğiz.
İmgelem: İmge, beden ve zihni bir araya getirir. Gelen bir imgeyi takip etmek, onu sürdürülebilir kılmak ve onun bedenselleşmesine/ ifadeye dönüşmesine izin vermek için Michael Chekhov’un geliştirdiği oyunculuk tekniğinden yararlanacağız. Hayali beden, hayali merkezler ve nitelikleri, çalışmak istediğiniz metinler aracılığıyla araştıracağız.