Beden – İmgelem – İmgeler – Jest – Ses
“Bu metodun öngördüğü sesimizi kullanma tekniği, çok yüksek ya da çok alçak tonlardaki sesi, bazen imkânsız görünen bir mesafeye gönderebileceğimiz türden bir tekniktir.” M. Chekhov
Bağlandığımızda, ilişki kurduğumuzda hayatlarımız değişir. Kendimizle, başkalarıyla (bir kişi ya da grupla) ya da bir şeylerle (mekanlarla, nesnelerle, meselelerle) veya bedenimizle ve sesimizle ilişki kurabiliriz. İlişki olmadan sanatsal çalışma olmaz. Aslında ilişki olmadan hayat olmaz. İlişki kurmayı yeniden öğrenmeye ve geliştirmeye başladığımızda, mesleğimizde ve yaşamımızda fark yaratırız. Sahne üzerindeki çalışmamızı otantik ve canlı kılmak için bedenimizle ve sesimizle ve hem içsel imgelerimizle hem de anlık duygularımızla ilişki kurmamız gerekir.
Michael Chekhov Tekniği, bir algılar ve duygular dünyası yaratarak, bilinçaltımızı ve imgelemimizi fiziksel gerçekliğe bağlar. İmgelem esastır. Her insan imgeleme sahiptir. Ve her sanatçının kendine ait bir imgelem kullanma yolu vardır. Bir oyuncu için çalışmasının %80’i somut imgelemdir. İmgeler yaratıcılığın özüdür. Fikirlerin ve duyguların yakıtıdır.
İmgeleri nasıl yaratırız? İmgeler karakterin duygusal yaşamını nasıl besler? Ve imgeleri nasıl ete kemiğe büründürebilir, fiziksel hale getirebiliriz ve böylece jest ve ses yoluyla seyirciyle nasıl paylaşabiliriz? Bunlar çalışma mekanında cevaplamaya çalışacağımız sorular.