Beden perküsyonu olarak da bilinen Beden Müziği, kompozisyon ve koreografinin büyülü bir karışımıdır. Müzik dansın şekillerini ve örüntülerini yaratırken, dans müzikteki sesleri ve ritimleri oluşturur. Böylece müzik ‘görünür’, dans ‘işitilir’ bir hale gelir. Beden Müziği çok eskilere uzanan, belki de ilk müzik/dans biçimidir. İnsanlar, taşlara veya ağaç kütüklerine şekil vererek müzik aletleri yapmaya başlamadan çok önce muhtemelen el çırparak, parmak şıklatarak, ayaklarını yere vurarak ve ses çıkararak müzik/dans fikirlerine hayat veriyorlardı.
Bu kamp; KeKeÇa Beden Perküsyonu grubunun SESE-YOLAÇAN-HAREKET anlayışı ile kurgulanmıştır. Bedeni bir enstrüman olarak kullanmanın girizgahı niteliğinde olan 4 günlük atölyeler zinciri, bedenin dans/müzikteki yerini ve potansiyelini güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Sesin peşindeki bedenin hareketleri ve mekanizmaları, bedenden çıkan sesler dağarcığı ve çeşitleri, dünyadan ve Anadolu’dan ritimlerin bedende uyarlamaları, doğaçlamalar ve çemberde ses oyunlarını da içeren süreç, katılımcılar için bedenleri ile yeni ve farklı bir ilişki kurabilecekleri; müziğe, ritme yeni bir farkındalıkla yaklaşabilecekleri bir ortam hazırlıyor.
Öğretim programları alanında yüksek lisans yaptı ve uzun zaman öğrenme tasarımını meslek olarak sürdürdü. Öğretmen ve eğitmen eğitimi, öğrenme tasarımı uzmanı ve uluslararası proje koordinatörü olarak özel okullarda ve yaşam boyu öğrenme merkezlerinde çalıştı. Yaşamında daima birden fazla sanat alanını barındırdı. 1987’de piyano eğitimi ile başlayan müzik macerası 2009’da KeKeÇa’ya katılmasıyla devam etti. 2009’dan bu yana beden müziğinin tutkulu bir öğrencisi, eğitmeni ve sanatçısı olarak yoluna devam ediyor. Dansçılar, öğrenciler, müzisyenler ve işitme engelliler başta olmak üzere pek çok grupla çalışıyor. KeKeÇa ile birlikte yurtiçinde ve yurtdışında atölyeler veriyor, Uluslararası Beden Müziği Festivali’nin resmi sanatçılarından biri olarak dünyadan çeşitli sanatçılarla ortaklaşa projeler yürütüyor. Gökçe Gürçay ile ”Çift Kişilik İşler”in yanısıra İstanbul’da ”The Ladies” grubuna liderlik ediyor, çeşitli kültürlerden geleneksel şarkıların beden müziği düzenlemelerini yapıyor. Aynı zamanda İstanbul Soundpainting Orkestra’nın performansçılarından biri olarak soundpainting alanında da faaliyet gösteriyor.
2002 yılından bu yana Gevende’nin davulcusu. 2006’dan beri Semaver Kumpanya’nın Zilzurna Ritim Grubu’nun eğitmenliğini yapıyor. Zilzurna ile beraber Hürriyet Treni projesi kapsamında, Türkiye çapında 45 şehirde yaklaşık 11000 çocukla ritim atölyeleri gerçekleştirdi. 2009’da beden müziği ile tanıştı ve KeKeÇa’nın bir üyesi oldu. Uluslararası Beden Müziği Festivali resmi sanatçılarından biri olarak hemen hemen tüm festivallerde yer aldı. Portekiz, Brezilya, A.B.D, İtalya, Almanya, Fransa, Hollanda gibi pek çok ülkede hem performanslar sergiledi hem de atölyeler gerçekleştirdi. Av Mevsimi filminin ”Hayde” sahnesinin ses ve hareket koreografisini üstlendi. Atölyeler, performanslar, beden müziği sahne tasarımlarının yanısıra pek çok sanatçı ile işbirliği içinde ulusal ve uluslararası çalışmalar gerçekleştiriyor. Solo gösterisi olan ”Kendimi Çalıyorum” (2011) ve Ayşe Akarsu ile ”Çift Kişilik İşler” (2012) halen devam ediyor. 2010’dan beri soundpainting (canlı kompozisyon ve doğaçlama için işaret dili) atölyeleri veriyor ve soundpainter olarak performanslar yapıyor. 2016’da kurulan İstanbul Soundpainting Orkestra’da ‘Soundpainter’ olarak yer alıyor.
14 Ağustos öğle vakti Medrese’ye varış. Akşam 17:00’da ilk çalışma.
14 – 18 Ağustos arası her gün ortalama 7 saat çalışma
18 Ağustos öğle vakti (12:30’dan itibaren) Stoa’nden ayrılış.
Kamp Tarihi: 14 Ağustos 2017 – 18 Ağustos 2017
İndirimli Erken Kayıt Son Tarihi: 30 Haziran 2017
Son Başvuru Tarihi: 30 Temmuz 2017
KİMLER BAŞVURABİLİR?
Atölyeye katılım için herhangi bir deneyim gerekmemektedir. Katılma isteğiniz bizim için yeterlidir.
Atölyelerin iki modülüne de katılan katılımcılarımıza burs imkanımız olacaktır.
Çalışmaya gelirken getirilmesi gerekenler:
Hareket etmek için rahat kıyafet, ayakkabı ve suyunuzun yakınınızda olması için matara getirmeniz iyi olacaktır.
(Konaklama, eğitim ve günde üç öğün yemek dahil)
30 Haziran öncesi kesin kaydını tamamlayanlara: 795 TL
30 Haziran sonrası kayıtlarda: 885 TL
Bu yaz bu atölyeden bir gün sonra başlayacak olan “Soundpainting” adlı atölyeye katılanlara, “Beden Perküsyonu” atölyesi için 115TL eğitim ücretinden, 85TL konaklama* ücretinden düşmek üzere toplam 200TL burs verilecektir. (*Konaklama bursu atölyeler arasındaki bir gün boyunca Medrese’de kalmayı tercih edenlere verilecektir.)
(Ödeme aşamasına başvurunuz değerlendirildikten sonra geçilecektir. Başvurunuzun kabul edilmesi durumunda sizinle bu ve diğer detaylarla ilgili e-posta yoluyla bağlantıya geçilecektir.)
Stoa’ndeki kamplara olan ilginiz için teşekkür ederiz. Medrese’ye gelirseniz sizinle çalışmaktan büyük mutluluk duyacağız. Burada kalacağınız süre boyunca doğayla ve diğer Medrese sakinleriyle uyumlu bir yaşama katılmanızı, buranın bir parçası gibi hissetmenizi, davranmanızı diliyoruz.
Başvurunuz sonrası daha detaylı yazışırız ancak yine de size buradaki yaşam, çalışma ve konaklama mekânları hakkında biraz bilgi verelim istiyoruz:
Buraya gelmek oldukça kolay. İzmir havaalanından 1 saat uzaklıktayız sadece. Zor olan buradan ayrılmak oluyor.
Şirince’de hava, yazın çoğu yerde olduğu gibi oldukça sıcak. Güneş altında durulmuyor. Ancak Medrese’nin salonları ve revakları klimalı gibi… Geceleri hava serinliyor. Son üç yazdır, Eylül’e kadar hiç yağmur yağmadı. Bu sene de yağmaz muhtemelen.
Yemek menümüz genelde zeytinyağlı ve sebze ağırlıklı. Vejetaryenleri ve veganları da düşünerek menüde et olduğu öğünler, eti ayrı bir kapta pişiriyoruz. Medrese’de sağlıklı bir yemek rejimi sizi bekliyor kısacası.
Kendine has birçok odamız mevcut. Size uygun olacağını düşündüğünüz konaklama tipini seçmek ve/veya çalışma mekanlarımız hakkında bilgi sahibi olmak için başvurunuzu yapmadan önce lütfen konaklama mekânları sayfamıza bir göz atın.
Görüşmek dileğiyle…