Bu kampta katılımcıların beden, nefes ve ses arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkilerin sonucunda ortaya çıkan sesin metne/şarkıya nasıl etki ettiğini keşfetmeleri beklenmektedir.
Kamp temel olarak üç ana çalışma üzerinden yürüyecektir:
Şarkı söyleyemeyen oyuncu, ne Antik Yunan Tragedyaları, ne İran Ta’ziye’leri, ne geleneksel Uzak Doğu tiyatroları için düşünülebilecek bir şeydir. Şarkı söylemenin oyunculuk sanatından ayrışması, tiyatronun kaynaklarından uzaklaşmasıyla vuku bulan modern bir olgudur. Bu sebeple Jerzy Grotowski, Eugenio Barba gibi tiyatroyu kökenleriyle buluşturan tiyatro adamları için şarkı, sanat yaşamları boyunca ana araştırma konularından biri olmuştur. Kampta, Afro-Karayip, Kızılderili, Moğol, Japon, İran, Arap, Anadolu coğrafyalarından belirli bir titreşimsel niteliğe sahip otantik şarkılar üzerine çalışılacaktır.
Kampta ayrıca günlük olarak tekrarlanacak egzersizler yoluyla bedenin çeşitli bölgelerindeki tınlatıcı merkezlerini keşfetmeleri amaçlanmaktadır. Çalışmalar boyunca bedenin hangi bölümlerinin, hangi hareketlerinin nasıl bir sese yol açtığı araştırılacaktır. Bu egzersizler ve devamında yapılacak ses doğaçlamaları yoluyla katılımcıların sesi bir hareket olarak algılamaları hedeflenmektedir.
Kampta son olarak çeşitli oyunlardan veya başka metinlerden belirli bölümler seslendirilecek ve sesin değişik hareketlerinin metnin anlamı üzerinde nasıl farklı etkileri olduğu araştırılacaktır.
Kısaca kampta katılımcıların aşağıda belirtilen başlıklardaki kapasitelerini geliştirmeleri hedeflenmektedir:
1980′de Dazkırı, Afyon’da doğdu. İTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümünden lisans ve İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Ana Bilim Dalından yüksek lisans derecesini aldı. Hala aynı bölümde doktora eğitimine devam etmektedir. Tiyatroya İTÜ Sahnesi’nde başladı. 2004′te İTÜ Mezunlar Tiyatrosu’na ve iki grubun birleşmesi sonucu 2005′te Seyyar Sahne’ye geçti. “Ben, Pierre Riviere…”, “Vaiz”, “Tehlikeli Oyunlar”, Seyyar Sahne’deki sanat hayatı boyunca yer aldığı çalışmalardan birkaçıdır. Kadir Has Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde misafir öğretim görevlisidir.
8 Temmuz öğle vakti Medrese’ye varış.
Akşam 17:00 – 20:00 arası tanışma ve oyunlar, atölyenin gidişatına dair bilgilendirme.
9 Temmuz – 14 Temmuz arası her gün ortalama 7 saat çalışma.
Son gün 15 Temmuz 9:00-12:30 arası kapanış ve feedback
Stoa’nden ayrılış.
Kamp Tarihi: 8 Temmuz 2017 – 15 Temmuz 2017
İndirimli Erken Kayıt Son Tarihi: 31 Mayıs 2017
Son Başvuru Tarihi: 6 Temmuz 2017
KİMLER BAŞVURABİLİR?
Oyunculuğa, sese ve şarkı söylemeye ilgi duyan herkes… Bu atölye için bir tecrübe şartı aranmamaktadır. Atölye ses tekniğini geliştirmek isteyen deneyimli oyuncuların katılımına da açıktır.
GELİRKEN…
Katılımcıların hareket çalışmaları için rahat hareket edebilecekleri, mümkünse baskısız siyah tayt ve tişörtün yanı sıra şarkı çalışması için gömlek ve pantolon (erkekler) , gömlek ya da bluz ve bol etek (kadınlar) getirmeleri beklenmektedir.
(Konaklama, eğitim ve günde üç öğün yemek dahil)
31 Mayıs öncesi kesin kaydını tamamlayanlara: 995 TL
31 Mayıs sonrası kayıtlarda: 1105 TL
Yeni Başlayanlar için Oyunculuk Okulunun,
2 modülüne katılanlara toplamda 150TL,
3 modülüne katılanlara toplamda 325TL,
4 modülüne katılanlara toplamda 525TL,
5 modülüne katılanlara toplamda 750TL,
6 modülüne katılanlara toplamda 1000TL
burs sağlanacaktır.
(Ödeme aşamasına başvurunuz değerlendirildikten sonra geçilecektir. Başvurunuzun kabul edilmesi durumunda sizinle bu ve diğer detaylarla ilgili e-posta yoluyla bağlantıya geçilecektir.)
Stoa’ndeki kamplara olan ilginiz için teşekkür ederiz. Medrese’ye gelirseniz sizinle çalışmaktan büyük mutluluk duyacağız. Burada kalacağınız süre boyunca doğayla ve diğer Medrese sakinleriyle uyumlu bir yaşama katılmanızı, buranın bir parçası gibi hissetmenizi, davranmanızı diliyoruz.
Başvurunuz sonrası daha detaylı yazışırız ancak yine de size buradaki yaşam, çalışma ve konaklama mekânları hakkında biraz bilgi verelim istiyoruz:
Buraya gelmek oldukça kolay. İzmir havaalanından 1 saat uzaklıktayız sadece. Zor olan buradan ayrılmak oluyor.
Şirince’de hava, yazın çoğu yerde olduğu gibi oldukça sıcak. Güneş altında durulmuyor. Ancak Medrese’nin salonları ve revakları klimalı gibi… Geceleri hava serinliyor. Son üç yazdır, Eylül’e kadar hiç yağmur yağmadı. Bu sene de yağmaz muhtemelen.
Yemek menümüz genelde zeytinyağlı ve sebze ağırlıklı. Vejetaryenleri ve veganları da düşünerek menüde et olduğu öğünler, eti ayrı bir kapta pişiriyoruz. Medrese’de sağlıklı bir yemek rejimi sizi bekliyor kısacası.
Kendine has birçok odamız mevcut. Size uygun olacağını düşündüğünüz konaklama tipini seçmek ve/veya çalışma mekanlarımız hakkında bilgi sahibi olmak için başvurunuzu yapmadan önce lütfen konaklama mekânları sayfamıza bir göz atın.
Görüşmek dileğiyle…